Sayın Erdoğan - Güner Yiğitbaşı
Öyle anlaşılıyor ki; ABD Başkanı, o densiz Trump'ın davetine icabet ederek 13.Kasım da ABD seferine çıkacaksınız.
ABD Başkanı Trump'ın; bu kadar yüz kızartıcı, T.C. Devletini ve Türk Milletini küçük düşüren, sizi kendisinin bir eyalet valisi gibi küçük gören attığı deli saçması twitlerinden ve mektuplarından sonra, birbirinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Asil Türk Milletinin bir ferdi olarak, gerçekten merak ediyoruz
Bu ziyaret; Beyaz Sarayda ağırlanmanız, tokalaşarak vereceğiniz samimiyetten uzak sahte gülücüklerle süslenecek olan görüntü ve pozlarınız, çekilecek görüntüleriyle, aile albümünüzü zenginleştirecek, size, evlatlarınıza ve torunlarınıza onur kazandıracak olsa da, ülkemize hiçbir şey kazandırmayacak, onurlu Türk Milletini üzecektir.
Suriye sorununun çözümünde hala Trump dan bir beklentiniz varsa, şaşarım size.
Siz, gerçekten ülkemizin güvenliğini ve yüce menfaatlerini düşünüyorsanız, derhal gidip görüşeceğiniz adres, ŞAM sayın ERDOĞAN.
Sayın ERDOĞAN;ABD, başkanlık sistemiyle yönetiliyorsa da, kuvvetler ayrılığının var olduğu, gerçek anlamda demokratik bir ülke, oradaki başkanlık sistemi, bizde olduğu gibi çakma değil, gerçek başkanlık sistemi. Bu nedenle, sizin görüşeceğiniz Trump; sizin gibi, astığı astık, kestiği kestik, tüm devlet yetkilerinin kendisinde toplandığı tek adam konumunda değil, bizler inanmasak da, sizin var olduğuna inandığınız şahsi dostluğunuzun, ABD'nin Suriye ve Büyük Ortadoğu projesini, ülkemiz yararına tek başına revize etmeye gücü yetmez. Trump da sizin gibi, koltuğunu koruyabilmenin endişesi içinde, istikrarsız ve ne yapacağı belli olmayan kendi siyasi geleceği ve yararı için, ülkemizin aleyhine her türlü girişimde bulunabilecek bir ruh hali içinde, sözüne güvenilemez bir konumda bulunmaktadır.
Sayın ERDOĞAN;ABD Başkanı Trump'ın, can düşmanımız PYD/YPG'nin liderlerinden general diye bahsettiği Mazlum Kobani'yi, sizin gibi Beyaz Saray'a davet ederek ağırlamak ve şereflendirmek istediğinin farkında değilsiniz herhalde. Sizin terörist olarak kabul ettiğiniz Mazlum Kobani'ye general payesi veren ve onu Beyaz Saray da görmek istediğini söyleyerek alenen Beyaz Saray'a davet eden Trump ile karşılıklı oturmayı ve görüşme yapmayı düşündüğünüz, Beyaz Saray'ın yabancı devlet adamlarının ağırlandığı salondaki aynı koltuğa, Mazlum Kobani'nin de oturacak olması, sizi rahatsız etmeyecek mi?
Sayın ERDOĞAN; ABD'ye Beyaz Saray'a davet edilmek ve tüm olumsuzluklara rağmen bu daveti kabul edip koşarak gitmek, bir meziyet ve itibar göstergesi değildir. Bazen, tıpkı susarak haykırmak gibi, gitmeyerek isyanımızı haykırmak da onurlu bir duruş, meziyet ve eşsiz bir itibar göstergesidir.
Sayın ERDOĞAN; başarmanız imkansız ama, herkes biliyor ki; yaptıklarınızla ve yapacaklarınızla, bu ülkeye damga vurmak, ülkenin ikinci bir Atatürk'ü olmak gibi bir niyetiniz var. ATATÜRK olmak öyle kolay değil, adeta imkansız, bir kere ATATÜRK olabilmek için, demokrat, devrimci ve özgür bir ruha sahip olmak gerekir, birileri gel deyince, her koşulda her yere koşarak gidilmez, bundan onur duyulmaz, bazen de, ayağa çağırmak ve bu çağrıyı kabul ettirebilmektir büyük devlet adamlığı.
Sayın ERDOĞAN; siz bilmiyor olabilirsiniz, bilmemek ayıp değil, ayıp olan öğrenmemek, etrafınıza bir sorunuz, ATATÜRK hiç başka devlet adamlarının ayağına gitmiş mi öğreniniz.
Sayın ERDOĞAN; Türk Milletinin bir ferdi olarak, sizin, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve onuru kırılmış Türk Milleti adına, ABD'ye, deli Trump'un ayağına gitmenizi istemiyoruz. Sizin bir de AKP Genel Başkanı sıfatınız var biliyorsunuz, Trump'u şahsi bir dostunuz olarak seviyor ve onun davetini geri çevirmek sizi üzecekse, isterseniz tarifeli bir uçağa binerek ABD'ye gidip Trump'ı şereflendirebilirsiniz.
25/10/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
ABD Başkanı Trump'ın; bu kadar yüz kızartıcı, T.C. Devletini ve Türk Milletini küçük düşüren, sizi kendisinin bir eyalet valisi gibi küçük gören attığı deli saçması twitlerinden ve mektuplarından sonra, birbirinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Asil Türk Milletinin bir ferdi olarak, gerçekten merak ediyoruz
Bu ziyaret; Beyaz Sarayda ağırlanmanız, tokalaşarak vereceğiniz samimiyetten uzak sahte gülücüklerle süslenecek olan görüntü ve pozlarınız, çekilecek görüntüleriyle, aile albümünüzü zenginleştirecek, size, evlatlarınıza ve torunlarınıza onur kazandıracak olsa da, ülkemize hiçbir şey kazandırmayacak, onurlu Türk Milletini üzecektir.
Suriye sorununun çözümünde hala Trump dan bir beklentiniz varsa, şaşarım size.
Siz, gerçekten ülkemizin güvenliğini ve yüce menfaatlerini düşünüyorsanız, derhal gidip görüşeceğiniz adres, ŞAM sayın ERDOĞAN.
Sayın ERDOĞAN;ABD, başkanlık sistemiyle yönetiliyorsa da, kuvvetler ayrılığının var olduğu, gerçek anlamda demokratik bir ülke, oradaki başkanlık sistemi, bizde olduğu gibi çakma değil, gerçek başkanlık sistemi. Bu nedenle, sizin görüşeceğiniz Trump; sizin gibi, astığı astık, kestiği kestik, tüm devlet yetkilerinin kendisinde toplandığı tek adam konumunda değil, bizler inanmasak da, sizin var olduğuna inandığınız şahsi dostluğunuzun, ABD'nin Suriye ve Büyük Ortadoğu projesini, ülkemiz yararına tek başına revize etmeye gücü yetmez. Trump da sizin gibi, koltuğunu koruyabilmenin endişesi içinde, istikrarsız ve ne yapacağı belli olmayan kendi siyasi geleceği ve yararı için, ülkemizin aleyhine her türlü girişimde bulunabilecek bir ruh hali içinde, sözüne güvenilemez bir konumda bulunmaktadır.
Sayın ERDOĞAN;ABD Başkanı Trump'ın, can düşmanımız PYD/YPG'nin liderlerinden general diye bahsettiği Mazlum Kobani'yi, sizin gibi Beyaz Saray'a davet ederek ağırlamak ve şereflendirmek istediğinin farkında değilsiniz herhalde. Sizin terörist olarak kabul ettiğiniz Mazlum Kobani'ye general payesi veren ve onu Beyaz Saray da görmek istediğini söyleyerek alenen Beyaz Saray'a davet eden Trump ile karşılıklı oturmayı ve görüşme yapmayı düşündüğünüz, Beyaz Saray'ın yabancı devlet adamlarının ağırlandığı salondaki aynı koltuğa, Mazlum Kobani'nin de oturacak olması, sizi rahatsız etmeyecek mi?
Sayın ERDOĞAN; ABD'ye Beyaz Saray'a davet edilmek ve tüm olumsuzluklara rağmen bu daveti kabul edip koşarak gitmek, bir meziyet ve itibar göstergesi değildir. Bazen, tıpkı susarak haykırmak gibi, gitmeyerek isyanımızı haykırmak da onurlu bir duruş, meziyet ve eşsiz bir itibar göstergesidir.
Sayın ERDOĞAN; başarmanız imkansız ama, herkes biliyor ki; yaptıklarınızla ve yapacaklarınızla, bu ülkeye damga vurmak, ülkenin ikinci bir Atatürk'ü olmak gibi bir niyetiniz var. ATATÜRK olmak öyle kolay değil, adeta imkansız, bir kere ATATÜRK olabilmek için, demokrat, devrimci ve özgür bir ruha sahip olmak gerekir, birileri gel deyince, her koşulda her yere koşarak gidilmez, bundan onur duyulmaz, bazen de, ayağa çağırmak ve bu çağrıyı kabul ettirebilmektir büyük devlet adamlığı.
Sayın ERDOĞAN; siz bilmiyor olabilirsiniz, bilmemek ayıp değil, ayıp olan öğrenmemek, etrafınıza bir sorunuz, ATATÜRK hiç başka devlet adamlarının ayağına gitmiş mi öğreniniz.
Sayın ERDOĞAN; Türk Milletinin bir ferdi olarak, sizin, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve onuru kırılmış Türk Milleti adına, ABD'ye, deli Trump'un ayağına gitmenizi istemiyoruz. Sizin bir de AKP Genel Başkanı sıfatınız var biliyorsunuz, Trump'u şahsi bir dostunuz olarak seviyor ve onun davetini geri çevirmek sizi üzecekse, isterseniz tarifeli bir uçağa binerek ABD'ye gidip Trump'ı şereflendirebilirsiniz.
25/10/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok: