Header Ads

Hava durumu uygulamasi android mobil cihazlar icin
Son Dakika
recent

Fesli Deli Kadir’in müritleri uç vermeye başladı

Fesli Deli Kadir’in müritleri uç vermeye başladı
Cumhuriyet tarihinde örnek bir mücadele vererek ordusuz desteksiz işgalci düşmanları, Kurtuluş Savaşı Batı Anadolu Cephelerinde devam ederken, 10 ay Fransızlara direnip 1921 de Antep’ten kovan günümüzün Gaziantep’inde, bir caminin Bayram Namazı vaazında Cumhuriyet düşmanı bir imamın Kurtuluş Savaşı için,  “keşke kaybetseydik” diyerek çok hazin bir söz etmesi vicdanları yaralamıştı. İşte bu olay üstüne bu yazımızı yazma gereğini duyduk.
Gaziantep’in İyinacar Camisinde İmam F.Y. nin Bayram namazı vaazında söylediği “Kurtuluş Savaşı’nı keşke kaybetseydik” anlamında sözler söylemesi camideki vatandaşları şoke eder.(1) Bu aşırı dinci, hilafetçi kafalı İmam F.Y. Bayram Namazı vaazında halka şunları söyler: “Kurtuluş mücadelesinde bizi kandırdılar. 1. İnönü’de şöyle zafer kazandılar, 2. İnönü’de şöyle zafer kazandılar. Sakarya’da şöyle zafer kazandılar. Şöyle kahramanlık yapılmış. Yunan’lıları denize döktüler. Nerede döktüler? Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik. Belki Osmanlı’yı daha sonra yeniden kurabilirdik”.  (Demek ki Kurtuluş Savaşı’mızda Halife 6. Mehmet Vahdettin’in kışkırtması ile Kuvaayi Milliye’ye karşı çıkan, “Yunanlılara karşı savaşmayın” diyen daha nice cahil imamlar da vardı). Bayram namazında bu imamın ihanetli zırvalarına cemaatin, halkın tepki göstermeyişi çok manidar.  Hele düşmana karşı devlet desteği olmadan  savaşan, düşmanı defeden bir Gazikentde  halkın suskun kalması biraz garip değil mi? Ama baskıcı bir yönetimde suskun bir toplum olduk, ne yazık ki.
R.T. Erdoğan da, Osmanlı meraklısı olduğu için okullara Osmanlıca seçmeli ders koymak istemi içinde idi. Osmanlı’nın tek adamlık sakat yönetimi bir yana, Yavuz Sultan Selim’le birlikte Osmanlı padişahları halifelik gibi din adamı kisvesini de almışlardı.  Başta yönetici olarak RTE olmak üzere, pek çok din adamı halife özlemi içindeler. Oysa Peygamberin ölümünden sonra gelen halifelik, bütün devletlere-toplumlara felaket getirmiştir. Bütün halifelerin Kerbela gibi acılı olaydan son halifeye kadar ne felaketler getirdiğini, çoğunun ne melanetler yaptığını tarih kitapları yazarlar. Halifeli,  güya dinci Osmanlı padişahlarının çağdaşlığa, bilim ve teknolojiye ilgisiz kalıp Osmanlıyı yıkıma götürdüklerini tarih kitaplarında okuduk okuyoruz. İşte günümüzde bile böylesine din adamlarının ne kadar tarih bilgisinden, çağdaşlıktan yoksun olduklarını dışa vuran bu hainliğe varan söylemlerinden anlıyoruz.
Bir ülkede dincilik yarışı başlamışsa o ülke artık pek de iflah olmaz. Bir yerde dincilik bataklığı yaratılırsa orada zararlı sivrisinekler, her türlü zararlı haşereler üremeye başlar. Tıpkı toplumda da böyledir, bir yerde irticai davranışta bulunursanız, Feto gibi güya dinci-gerici gruplarla ortak olup ülkeyi yönetmeye çalışırsanız,  gerici cemaatlere,  gerici Fesli Deli Kadir gibi kişi ve olaylara ödün verirseniz orada gericilik ve çürüme başlar.
O nedenle Atatürk, “Bu ülkeye en büyük melanet(kötülük) din kisvesi altında yapılmıştır”, demiştir. Onun için bu ülkeye laiklik getirilmişti.
Ülkemizin Cumhurbaşkanı RTE Başbakanken, Kuvaayi Milliye’nin, Kurtuluş Savaşı’mızın iki kahramanı  M. K. Atatürk ve İsmet İnönü’yü ima ederek,  iki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasanın sizin için neden reddedilmesi gerekiyor” demiş, bunun için RTE hiçbir zaman kastım Atatürk ve İnönü dememiştir.  Bu bağlamda Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın din konusunda söylem ve eylemlerine baktığımız zaman, ülkeyi, laiklikten ayırıp dinci devlete doğru götürdüğü apaçıktır.
Dinci kinci toplum yaratacağız” diyerek, tüm okulları-eğitimi imam hatipleştirmeye çalışan; ülkenin kalkınması için harcanması gereken kaynaklarını ulusal gelirlerini en büyük cami, en büyük saray yapma, en büyük başkanlık uçağı alma savurganlığı ile ülkeyi ekonomik sıkıntıya sokan bir başkanla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.  Böylesine bir yöneticinin olduğu ülkemizde, Kurtuluş Savaşımızın başladığı 1919 un yüzüncü yıldönümünde, Gazikent bir şehrimizde bir zehirli haşere misali çıkan sözde imamın söyledikleri asla affedilir gibi değil.  Böyle bir zehirli şeriat bataklığının yaratıldığı günümüzde, demek ki daha böylesine haşereleri göreceğiz demektir.
Bir devlet adamı, dincilik bir yana, “kinci” vatandaş yetiştirmeyi öğütleyemez, söyleyemez. Kime karşı “kincilik”, hiç şüpheniz olmasın laik düşünen Atatürk ve Atatürkçülere karşı kinciliktir.  Şurası şaşmaz bir gerçektir ki, Batı ülkeleri günümüzdeki çağdaşlığa, kalkınmışlığa ancak laiklik anlayışı ile laik eğitimle ulaşmıştır, bunun dışındaki dinci devlet anlayışı devletleri, toplumları felakete götürür.
Dünyada din ve dincilikle kalkınmış tek bir devlet göstermezsiniz. Oraya buraya lüks cami, kilise, mabet yapmakla, tüm okulları din okulları (imam hatip) haline getirmekle ülkeler asla kalkınamaz, çünkü imam hatip bilim öğretmez. Dünyada 55-56 civarında Müslüman devleti var, ülkemizi dinci devlet haline getirmek isteyenlere sormak gerek, bu kadar Müslüman devletin hangisi Batı anlamda demokrasi, üretim, teknoloji, zenginliğe sahip. Hepsi de terör belası ile birbirini boğazlıyor. Müslüman devletlerin en zenginleri Suudi Arabistan, o da rakiplerini,  devletini eleştiren vatandaşlarını öldürüyor, dilim dilim doğrayıp valizlerde taşıyorlar. (Cemal Kaşıkçı olayını anımsayınız).
Öyleyse R.T. Erdoğan yönetimi dincilik düşüncesi ile ulusun tüm gelirlerini,  camilere,  imam hatiplere, dinci cemaat ve derneklere harcamakla yanlış yapıyor.  Oysa tüm çaba ve harcamalarımız bilim ve teknolojiye yöneltmemiz gerekiyor.  Dünyada tüm çağdaş ülkeler bilim ve teknolojiye yatırım yaparak ilerlemiş, kalkınmışlar.
Dinci devlet çağdaş devlet olamaz
Ülkede, daha ilkokula bile başlamamış çocuklar, uluslararası çocuk hakları sözleşmesine aykırı olarak, dinsel baskı altında 3-6 yaşındaki çocuklar için Kuran Kursları inşa edilmekte.  Cuma camiilerinde “3-6 yaşındaki çocuklar için filan yerde yapılmakta olan Kuran kurslarına para toplanacak, yardım edilmesi” şeklinde anonsları üç-beş defa duymuşumdur. Şu anda AB kraterlerinden gittikçe çağdaşlaşmaktan uzaklaşmaktayız. Batı’da 12. Sınıf sonuna kadar çocuklara dinsel baskı ve öğretim yapılması sakıncalı bulunmaktadır. Batı’da öğrenci velileri ve öğrenciler din dersine katılıp katılmama konusunda serbesttir.
Böylece devletin başı, ülkeyi Laik TC den saptırarak Atatürk düşmanlığı bataklığını yaratmaya çalışılmaktadır. Tabi halk tabiri ile “imam” böyle ederse cemaat de öyle edecektir. İşte ondan sonra ara ara Atatürk büstlerine saldırılar başlamış, kurumlardan yavaş yavaş Atatürk fotoğrafları, Atatürk’ün gençliğe hitabesi, TC başlıkları çıkarılmaya,  Atatürk başlığını taşıyan kurumların adları değiştirilmeye başlamıştı.  Buna paralel olarak adalet, yürütme düzeni de bozulmaya başlayınca, ekonomi de bozulmaya başladı.
Atatürk ve Laik TC Devletine düşman
Bunu örnekleyerek açmaya çalışalım.  Hatırlarsınız “Fesli Deli Kadir” namıyla anılan güya tarihçi geçinen, tarihi tersinden okuyan, tersinden yazan Kadir Mısıroğlu, Türk dünyasının onurlu Kurtuluş Savaşı’mız için neler demişti?
Kadir Mısıroğlu: Shakespeare gizli Müslümandır, adı Şeyh Pir’dir
Fesli Deli Kadir’in müritleri uç vermeye başladı
“Cumartesi Sohbetleri” adlı programındaBizim gâvurumuz elin gâvurundan daha şiddetli” dediği konuşmasında,"Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı" ifadelerini kullanıyor.(2)
Böylesine haince söylem ve davranış içinde olan bir Fesli Kadir’i, hastanede laiklik ve Atatürk düşmanlarının sıra sıra ziyaret ettiklerini bir hatırlayınız.  İstikbalimizin timsali İstiklal Savaşımıza, onun kahramanı Atatürk’e böylesine haince laf eden bir Fesli Kadir’in öldükten sonra, sanki ulusal bir kahramanmış gibi tabutuna Türk  bayrağı sarılması, irtica bataklığını yaratan bir etken değil midir? Demek ki bu bataklıkta Gaziantep’teki zehirli haşere gibi çok hain haşerelerle karşılaşacağız demektir. Ne ki, bu Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Deli Kadir adına, PTT pulu bile bastırılmıştır.

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız                                      
SONNOTLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saray'da ağırladığı Cumhuriyet aleyhine söylemleriyle bilinen Kadir Mısıroğlu (1933-2019)  28 Mayıs'ta
(1) Gaziantep’te İyinacar Camisi'nin Cumhuriyet düşmanı imamı F.Y. bayram hutbesinde bir skandala imza attı. İmam F.Y., Kurtuluş Savaşı ile ilgili "Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış. Yunanlıları denize döktüler. Nerde döktüler. Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik, belki Osmanlı’yı daha sonra yeniden kurabilirdik” dedi. Gaziantep Valiliği hakkında soruşturma başlatılan imamın açığa alındığını duyurdu. Valilik tarafından o imam açığa alınmıştır.
(2)https://www.mynet.com/kadir-misiroglu-keske-yunan-galip-gelseydi-ne-hilafet-yikilirdi-ne-seriat-110102672067

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.