Bayramlar Ve Bayramlara Dokunabilmek
Yarın Ramazan Bayramı, bayramın ilk günü.
Bizim gibi yaşını başını almış olanları dinleyecek olursanız, duyacağınız ilk söz; “ Ah nerede o eski bayramlar” olacaktır şüphesiz.
Gerçekten de, nerede çocukluğumuzun o gerçek eski bayramları?
Bize göre, değişen bayramlar değil, değişen ve eski bayramları aratan, günümüzün insanları ve bayramlara bakış biçimleridir.
Yarın kutlamaya başlayacağımız Ramazan Bayramı; günümüzde artık çoğu kişi için bir tatil ve tatil beldelerine seyahat etme anlamına gelmektedir, haklılar tabiatıyla, eski bayramları tanımamışlar, içinde yaşamamışlar, onun tadını tatmamışlar, kıyısından köşesinden bayramların o güzelliklerine dokunamamışlar ki, o eski bayramlara özlem duysunlar.
Yaşlı yakınlarının ve dostlarının anlatımlarından, o eski bayramların güzelliklerini duysalar da, gençlerimiz o eski bayramların güzelliklerini bizzat göremedikleri, onunla tanışamadıkları ve içinde yaşayamadıkları, bu nedenle o bayramlara bizzat değip dokunamadıkları için, asıl marifet ve güzellik bayramlarda olmasına rağmen; tüm güzelliklerin, bayramların yerini alan tatillerde ve bu vesileyle gittikleri tatil beldelerinde olduğunu zannetmeye başlamışlardır.
Değerli sınıf arkadaşım emekli Hakim Leyla UÇURUM; Facebook sayfasında Cahit ZARİFOĞLU'ndan çok güzel bir söz paylaşmıştı ve o sözde deniyor ki; “Asıl marifet buluttaydı ama, herkes Yağmur’a şiir yazdı”
Evet bu sözde yer aldığı üzere, asıl marifet bulutta olduğu halde, herkesin bulut'u unutarak Yağmur’a şiir yazması gibi, bulut'a yapılan bu haksızlık, günümüzde de, bayramları bir kenara koyarak tatil beldelerine tatile giden insanlarımız tarafından, o eski ve güzel bayramlara yapılmaktadır.
Asıl marifet bulutta olmasına rağmen, herkes şiir'i bulut'a değil de niçin yağmur'a yazma gereğini duydular, hiç düşündünüz mü?
İnsanlara doğrudan değen ve dokunan, insanı ıslatan, insanla bütünleşen, insanın doğrudan hissettiği ve tanıştığı, yerine göre bu ıslanma nedeniyle alınan zevki insanlara doğrudan yaşatan, bulut değil yağmurdur çünkü.
İnsanların bir şeyi tanıması, ondan hoşlanması ve zevk alması, kıymetini bilmesi için, o şeyin insana doğrudan değmesi ve dokunması gerekiyor. İnsanların tokalaşmaları. kucaklaşmaları ve öpüşmeleri gibi.
Günümüzde, genç nesil, bizim nerede o eski bayramlar dediğimiz o güzellikleri yaşamadıkları, onunla tanışamadılar, ona dokunup değemedikleri için, bayramların güzelliğini ve kıymetini anlayamıyorlar.
Bu vesileyle, tüm dost, arkadaş ve akrabalarımın Ramazan Bayramlarını; o eski tadında ve güzelliğinde, sağlık ve mutluluk içinde yaşamaları dileklerimle gönülden kutluyorum.
03/06/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Bizim gibi yaşını başını almış olanları dinleyecek olursanız, duyacağınız ilk söz; “ Ah nerede o eski bayramlar” olacaktır şüphesiz.
Gerçekten de, nerede çocukluğumuzun o gerçek eski bayramları?
Bize göre, değişen bayramlar değil, değişen ve eski bayramları aratan, günümüzün insanları ve bayramlara bakış biçimleridir.
Yarın kutlamaya başlayacağımız Ramazan Bayramı; günümüzde artık çoğu kişi için bir tatil ve tatil beldelerine seyahat etme anlamına gelmektedir, haklılar tabiatıyla, eski bayramları tanımamışlar, içinde yaşamamışlar, onun tadını tatmamışlar, kıyısından köşesinden bayramların o güzelliklerine dokunamamışlar ki, o eski bayramlara özlem duysunlar.
Yaşlı yakınlarının ve dostlarının anlatımlarından, o eski bayramların güzelliklerini duysalar da, gençlerimiz o eski bayramların güzelliklerini bizzat göremedikleri, onunla tanışamadıkları ve içinde yaşayamadıkları, bu nedenle o bayramlara bizzat değip dokunamadıkları için, asıl marifet ve güzellik bayramlarda olmasına rağmen; tüm güzelliklerin, bayramların yerini alan tatillerde ve bu vesileyle gittikleri tatil beldelerinde olduğunu zannetmeye başlamışlardır.
Değerli sınıf arkadaşım emekli Hakim Leyla UÇURUM; Facebook sayfasında Cahit ZARİFOĞLU'ndan çok güzel bir söz paylaşmıştı ve o sözde deniyor ki; “Asıl marifet buluttaydı ama, herkes Yağmur’a şiir yazdı”
Evet bu sözde yer aldığı üzere, asıl marifet bulutta olduğu halde, herkesin bulut'u unutarak Yağmur’a şiir yazması gibi, bulut'a yapılan bu haksızlık, günümüzde de, bayramları bir kenara koyarak tatil beldelerine tatile giden insanlarımız tarafından, o eski ve güzel bayramlara yapılmaktadır.
Asıl marifet bulutta olmasına rağmen, herkes şiir'i bulut'a değil de niçin yağmur'a yazma gereğini duydular, hiç düşündünüz mü?
İnsanlara doğrudan değen ve dokunan, insanı ıslatan, insanla bütünleşen, insanın doğrudan hissettiği ve tanıştığı, yerine göre bu ıslanma nedeniyle alınan zevki insanlara doğrudan yaşatan, bulut değil yağmurdur çünkü.
İnsanların bir şeyi tanıması, ondan hoşlanması ve zevk alması, kıymetini bilmesi için, o şeyin insana doğrudan değmesi ve dokunması gerekiyor. İnsanların tokalaşmaları. kucaklaşmaları ve öpüşmeleri gibi.
Günümüzde, genç nesil, bizim nerede o eski bayramlar dediğimiz o güzellikleri yaşamadıkları, onunla tanışamadılar, ona dokunup değemedikleri için, bayramların güzelliğini ve kıymetini anlayamıyorlar.
Bu vesileyle, tüm dost, arkadaş ve akrabalarımın Ramazan Bayramlarını; o eski tadında ve güzelliğinde, sağlık ve mutluluk içinde yaşamaları dileklerimle gönülden kutluyorum.
Güner Yiğitbaşı
03/06/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok: