Header Ads

Hava durumu uygulamasi android mobil cihazlar icin
Son Dakika
recent

Bir Musibet Bin Nasihatten Evladır

Bir Musibet Bin Nasihatten Evladır
Yüksek Seçim Kurulu'nun; sadece, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden kararı, elli yıllık deneyimli bir hukukçu olarak söylüyoruz, asla ve asla hukuki ve yasal bir karar değildir, siyasi iktidarın baskısı ve talimatıyla verilen hukuk dışı ve siyasi bir karardır.
Bu karara, asla yargı kararı denilemez.
Evet, yargı da zaman zaman hatalı kararlar verebilir. Ama, istemeden yapılan bir hukuki hatanın dahi, yine de hukuken savunulabilir bir yönü vardır.
YSK'nın iptal kararının, elle tutulur hukuki ve savunulabilir hiçbir yanı ve  değeri yoktur, sözüm ona tarafsız ve yargıya saygılı geçinen değerleri kendilerinden menkul meşhur bazı hukukçular, kararın gerekçesini görmeden, kesin bir kanaat beyan edemeyeceklerini söyleseler de, YSK'nın kısa kararında dayandığı gerekçe açıktır, bu gerekçeye göre, sandık kurullarında kamu görevlisi olmayan kişilerin yer almasıyla oluşan usulsüzlük iptale neden olmuştur.
YSK; esası, milletin iradesini, usule boğdurmuştur.
Bu ülkede kamu görevlisi olmayan kişiler, ilk kez sandık kurullarında görev yapmamıştır. Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde de, anayasa referandumunda da, aynı usulsüzlükler yapılmıştır. Hatta, yasanın açık hükmüne rağmen, mühürsüz oy pusulaları dahi, YSK kararıyla, milli irade adına, geçerli sayılmıştır. Yerleşik uygulama bu olmasına rağmen, seçimin sonucuna etkisi olmayan, sandık kurullarında  kamu görevlisi olmayanların görev alması usulsüzlüğü, siyasal iktidarın baskısı ile bu seçimde birden bire sadece İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı seçiminin iptaline gerekçe yapılmıştır. Usulsüz olduğu iddia edilen aynı kurulların görev yaptığı sandığa  atılan, aynı seçim zarfına konulmuş diğer oy pusulaları ve seçimler ise, muteber sayılmıştır.
Biz lisede okurken, bir mantık dersi vardı, şimdi var mı bilmiyoruz, o derste öğrendiğimiz bir mantık kuralına göre;” bir şey ya vardır, ya da yoktur. ”Bir şey, hem var ve hem de yok sayılamaz, ikisinin arası da olamaz.
YSK'nın; aynı zarfa atılan dört ayrı oy pusulasından cımbızlayarak, sadece Büyükşehir seçimini iptal eden ucube ve felaket kararı, hukuki olmadığı gibi, mantık kurallarına da açıkça aykırıdır.
Anayasanın ve yasaların, YSK'nın vereceği kararların kesin olduğuna ilişkin kuralının arkasına sığınarak, ben yaptım ve oldu mantığı ile YSK'nın; haddini ve hududunu aşarak, görev ve yetkisini açıkça kötüye kullanarak verdiği, keyfi, hukuk dışı bu musibet kararı, kamu vicdanını rencide etmiş, kanatmış, ülkenin çözüm bekleyen acil sorunlarının çözümünü ötelemiş, ülkeye maddi ve manevi, ekonomik, hukuki ve diplomatik büyük zararlar vermiş olmasına rağmen; bir musibet (YSK Kararı) bin nasihatten evladır derler ya, bugüne kadar kış uykusunda olan bazı seçmenlere; iş başındaki siyasi iktidarın demokrasiden nasibini almamış olduğunu, tek adam rejiminin  sakıncalarını, demokrasi için sandığın zorunlu ama tek kriter olmadığını, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan üç erkin, kesin çizgilerle ayrı olduğu, kuvvetler ayrımının en sağlıklı bir şekilde işlediği, aksayan yönleri revize edilecek olan parlamenter sistemin, en demokratik bir sistem olduğunu göstermesi ve kış uykusundaki seçmenlerin uyanmalarına ve gerçekleri görmelerine neden olması açısından iyi olmuştur.
Sandık yoluyla iktidarı kaybedeceğinden emin olan AKP iktidarı, bu girişimiyle, ayağına silah sıkmış ve  önündeki seçimsiz dört buçuk yıllık iktidarını, muhtemel bir erken seçimle kaybetmenin yolunu kendi elleriyle açmıştır. Bu dahi Türk halkı için bir kazanç olarak değerlendirilmelidir.

Güner Yiğitbaşı

08/05/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.