Header Ads

Hava durumu uygulamasi android mobil cihazlar icin
Son Dakika
recent

Metro ve camide - Cevat Kulaksız

Bir Genç kız gitarı ile
Metro ve camide - Cevat Kulaksız
Batıkent Metrosuna binmek için merdivenle aşağı doğru indiğimde, alt geçitte ilk kez bir genç kızın, üç otuz harçlık elde etmek için gitarı ile metro girişinde müzik yaptığını gördüm, ve takdir ettim. Şimdiye kadar gerek sokakta, gerek metroda harçlık için müzik yapanların hep erkekler olduğunu görüyordum. Fakat bu gün ilk kez bir kız öğrencinin tek başına harçlık için müzik yaptığını görüyordum. Ona nerelisin, dedim, “Kayseri’liyim”  dedi. Kayserililer ticarette yaratıcı oluyorlar, canım diye söylenerek yola devam ettim.
O da ne, birkaç ay önce EGO nun böylesine “amatörlerin müzik yapsın” diye renkli bir köşe ayırdıkları kısmın kaybolduğunu gördüm. Demek ki belediye “gelip geçenleri rahatsız ediyorlar” diye kaldırmış olmalılar, diye düşündüm. Oysa, yerel yönetimler bu tür kültür etkinliklerine olanaklar tanımalı, yardımcı olmalı idiler.
Otobüste:
Ulus’tan EGO otobüsüne bindim yanımda genç bir türbanlı kız oturuyordu, onunla konuşmaya başladık. Öğrencimisin, nerede okuyorsun, gibi sorularımdan sonra, ülke yönetimi konusunda konuşmayı sürdürüyorduk. Sıhhıye’yi geçtik,  Kızılay duraklarına varırken, ben konuştuğumuz konuya devam ederken kıza, -bakar mısın dünyada 57-58 Müslüman devletleri var, söyler misin hangisinin durumu iyi, hepsinin durumu iyi değil, hepsi de gâvur dedikleri Batılılara muhtaç- dedim.
Durağa yaklaşırken, önümde oturan 50-60 yaşlarında bir adam geriye döndü, “kavga kabartan” bir tavırla, ne sıkıştırıyon lan kızı” dedi. Bunu birçok kişi duymuş olmalı ki, herkes bize bakıyordu. Bize bakanlar, “kızı taciz ediyor” sanısını uyandıracak bir durum doğmuştu. Bu kötü niyetle söylenmiş bir sözdü. Orada yolcular bana tepki gösterebilirdi. Ben de yanımdaki kız da şaşırdık, ben, seni ilgilendirecek bir durum yok, sana ne sen niye karışıyorsun, dedim”. O geriye dönüp konuşan adam, “ben bilmem  …..derneğinin başkanıyım, karışırım” gibi falan laflar etti. Ama tüylerim diken diken oldu, durağa geldik kapılar açıldı yolcular inmeye başladı, ben de inmek zorundaydım. Aşağı indim, sinirimden soğuk terler döktüm. O anda bu abartılı tahrik karşısında, vurun kahpeye” misaliaraçta bulunanlar bana tepki gösterebilirdi. Kendi kendime, nice geçmiş olaylarda insanları böyle yalan, abartılı söz ve davranışlarla saldırıya itiyorlar, diye düşündüm.
Gerek otobüslerde, gerek metrolarda böylesine konuşmalar yapıyoruz, yakınlık bulduğum insanlarla. Ben konuşurken, adamlar “aman yavaş konuş ne olur ne olmaz” gibisözler söylüyordu. Öyle ya, ülkede başta gazeteciler olmak üzere, en küçük eleştiride bile “Cumhurbaşkanına hakaret” falan diyerek davalar açılıyor. 
Cuma Camisinde
Metro ve camide - Cevat Kulaksız

26 Temmuz 2019 günü Cuma namazı için Maltepe Camisinde idim. Vaiz Cuma vaazı için, ezandan-namazdan önce hutbede konuşuyor. Konuşurken, bir adam oturduğu yerden kalkarak elindeki 100 lirayı vaaz veren imama doğru yaklaştı, parayı imama verdi. İmam, “bir arkadaş yüz lira bulmuş, sahibi namazdan sonra gelsin alsın” dedi.
İmam konuşmaya devam ederken, üç beş dakika sonra başka bir adam, yine elinde yüz lira ile vaaz veren imama yaklaştı, parayı ona verdi. İmam “bir yüz lira daha bulunmuş, görevli arkadaşa teslim edeceğim sahibi gelsin alsın” dedi. İmam devamla, “bu gün de para bulan bulana” dedi.
İmam vaazına devam ediyor, sağ tarafıma baktım, benim yanımdakinden sonraki üç siyahî adam Zenci midir, Arap mıdır, yan yana oturuyorlar. Kendi aralarında konuşuyorlar, arada bir gülüşüyorlar. Baktım biri ayağını uzatmış, sere serpe oturuyor muydu, sanki yatıyor muydu? Hemen cebimi çıkarıp selfiye fotoğrafını çektim. Birkaç dakika sonra, o ayağını topladı, bana yakın olanı ayaklarını uzattı. Onu da çekeyim, dedim. Sol tarafıma baktım, benden bir sonraki kişi de siyahî bir adam, bana dik dik bakıyordu. Çekindim, bir daha çekmedim.
Namazda konuşan adam:
Aynı camide giden hafta da böyle bir ilginç olaya tanık olmuştum. Hava güzel, dışarıda cami bahçesinde insanlar geldikçe, yan yana naylon hasır kilimler seriliyordu.  Ezan okundu, namaza başladık, farz namazı kılınırken, birinci rekatta, yanımdan ikinci sırada bulunan bir adamın telefonu çalındı, adam telefonu eline aldı, “alo, yav parayı gönderdim, seni bulamamışlar, parayı nereye göndereyim, hem namaz kılıyorum, sonra konuşalım”,  gibi bir şey anlatıyordu. Telefonu kapattı, cebine koydu, namaza devam etti.
Aklıma gelen bir namaz fıkrası:
Bu fıkrayı, internette bir konu araştırırken rastlantı sonucu, birinin canlı anlatımından duydum. Bir Rize’li, bir Bayburt’lu, bir Gümüşhane’li üç kafadar açık havada bir yerde namaz kılıyorlarmış.  Allahü Ekber deyip namaza başlamışlar; Rizeli namazın ortasında, “Allahü Ekber, namazda konuşulmaz ama bende bir araba var satmak istiyorum alır mısınız” diyor.
Bayburt’lu cevap vermiş, “Allahü Ekber, namazda konuşulmaz ama arabanın fiyatı kaçadır, kaç model”.
Rizeli demiş, “Allahü Ekber, namazda konuşulmaz ama 30 bin lira, iki bin model”.
Neyse rekât sonu secdeye gidiyorlar, ayağa kalkıyorlar. Bayburt’lu demiş, “Allahü Ekber, namazda konuşulmaz ama ben o arabayı almak istorum”.
Rize’li demiş ki, “Allahü Ekber, namazda konuşulmaz ama ben oni Gümüşhane’liye sattım.
Bayburt’lu merakla sormuş: “Allahü Ekber, namazda konuşulmaz ama ula ne zaman sattın?”
Rize’li cevap vermiş, “Allahü Ekber, namazda konuşulmaz ama demin secdeye vardığımızda sattım”!
Metro ve camide - Cevat Kulaksız

Bu kez engelliler müzik yapıyorlardı.
Neyse o gün işimi bitirdim, metro ile eve yöneldim. Sabahki müzik yapan öğrenci kızın müzik yaptığı yerde bu kez üç dört tane gözleri görmeyen görme engelliler ellerinde çeşitli sazları ile coşkulu bir şekilde müzik yapıyorlar, üç otuz da para alıyorlardı.
Cevat Kulaksız 

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.