Header Ads

Hava durumu uygulamasi android mobil cihazlar icin
Son Dakika
recent

Adalet Yürüyüşü anısına yapılan Adalet Parkı törenle açıldı

Adalet Yürüyüşü anısına yapılan Adalet Parkı törenle açıldı
Kemal Kılıçtaroğlu ve CHP önderliğinde iki yıl önce Ankara’dan başlayıp İstanbul’da sonlandırıldığı “herkes için adalet” yürüyüşü anısını simgeleyen ve Çankaya Belediyesince yaptırılan “Adalet Parkı”, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’nun katıldığı törenle açıldı.
Çankaya Hilal Mahallesi’ne 20 bin metre kare alana yapılan ve içinde adalet anıtının da bulunduğu park, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, yanı sıra TBMM Başkan Vekili Levent Gök, CHP  parti meclisi üyeleri, CHP milletvekilleri, CHP Ankara İl Başkanı, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı. Törende anıtın kordelesi kesildikten sonra süreci anlatan film gösterisi sunuldu, Kemal Kılıçtaroğlu ve Alper Taşdelen konuşmalar yaptılar. (Bu arada törene katılanlar ellerinde “adalet” pankartı ile “hak hukuk adalet” sloganları atıyorlardı).
İlk konuşmayı yapan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen şunları söyledi (özetle):
“-Ülkemizde, özgürlüğün, adaletsizliğin, eşitsizliğin tam ve eksiz bir biçimde yerleşmesi için yürüdünüz. Bu büyük adalet yürüyüşü, ülkemizin kalbi olan Çankaya’da başladı. Tıpkı Atatürk devrimlerinin başladığı gibi, tıpkı Cumhuriyetin temellerinin atıldığı gibi, ilk genel başkanımız Büyük Atatürk’ten size uzanan çizgi, büyük mücadelelerin, devrimlerin, değişim ve dönüşümlerin çizgisidir. Biz bu çizgilerin emeklerin ölümsüzleştirilmesi için Çankaya’da çok büyük eserleri inşa ettik, etmeye devam edeceğiz. Burada açtığımız Adalet Parkımız, sizin yürüyüşünüzde hak, hukuk, adalet mücadelenize bir armağandır. Çünkü siz yürüdükçe umut büyüdü. Maltepe’de şunu söylemiştiniz, “9 Temmuz’da Maltepe’de kimse bizim bu yürüyüşümüzün sonu olduğunu düşünmesin 9 Temmuz ilk adımımızdır, bu yeni adımdır, yeni iklimdir, yeni bir tarihtir, yeni bir doğuştur”, demiştiniz”. Yaşasın CHP si,  yaşasın, hak hukuk ve adalet”.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:

Adalet Yürüyüşü anısına yapılan Adalet Parkı törenle açıldı
“-Siyasetçi topluma hizmet ettiği sürede toplumun gönlünde yer alır. Bu güzel coğrafyada hepimizin huzur için de yaşamamız lazım. Görüşlerimiz farklı olabilir, kimliklerimiz farklı olabilir, inançlarımız farklı olabilir, yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama bu güzel ülkede bayrağımızın altında özgürce yaşamak istiyoruz, baskı olmasın istiyoruz, mahkemeler adil karar versin istiyoruz, gazeteciler hapiste olmasın istiyoruz, siyasetçiler hapiste olmasın istiyoruz, öğrenciler hapiste olmasın istiyoruz.  Sivil toplum örgütlerinin liderleri, başkanları hapiste olmasın istiyoruz. Bir barış bildirisine imza attı diye yüzlerce akademisyenin üniversiteden kovulup pasaportları alınıp sivil ölüme mahkûm edilmesin istiyoruz ve bunun için adalet diyoruz. Adalet bir yürüyüş başlattık doğrudur, iki yıl önce başladı, adalet talebimiz bitti mi, hayır. Adalet talebimiz güçlenerek devam ediyor. Bu ülkede adaletsizlikler var, eğer adaletsizlik olmasa idi, adalet reformu, diye bir şey gündeme gelmezdi. Adaletsizliğin olduğunu ülkeyi yönetenler de biliyorlar, ama bu gün adalet reformu yapacağız diye en azından hapisteki gazetecileri kurtarmak için, haksız yere hapse girmesinler, o reform paketini parlamento kapanmadan getirmek zorundaydılar. Ama getirmediler, “adaleti sağlayacağız” dediler, “adalet reformu yapacağız” dediler, en büyük adaletsizliğin altına imza attılar. İktidar sahiplerine seslenmek isteriz, siz insanların duygularıyla oynamayın, “paket getireceğiz”, dediniz, getirin paketi, parlamento yerinde parlamento çalışıyor, neden getirmediniz, hangi gerekçelerle getirmediniz. Bu da bizim, adalet talebinde bulunan herkesin öğrenme ve bilme hakkı var. Eğer bu bilgiyi siz vermiyorsanız, bir başka adaletsizliğe imza atmış oluyorsunuz.
Adalet Yürüyüşü anısına yapılan Adalet Parkı törenle açıldı

Adalet yürüyüşünü yaparken, Maltepe’ye geldik dedim, önümüzde bir duvar var dedim. Ama o duvarı yıkacağız, dedim. Birlikte yıkacağız, dedim, adaletsizliğe yol açan bütün kuralları değiştireceğiz dedim. Herkes bekledi, herkes durdu, ne zaman nasıl yıkılacak” diye. Gördünüz Ankara’da yıkıldı, İstanbul’da yıkıldı, Antalya’da yıkıldı, Mersin’de yıkıldı, Adana’da yıkıldı, 40 yıldır 50 yıldır alamadığımız çok belediye de yıkıldı. Toplumun adalete susamışlığı var, toplumun ayrışmaya değil, kavgaya değil, beraber yaşamaya ihtiyacı var.
Bakın bu günlerde seçimlerde önce bir af söylentisi başladı, sürekli dillendiriliyor, TC nin hapishanelerinde on birce kişi yatıyor. On binlerin içinde haksız hukuksuz bir şekilde hapiste yatanlar var. Eren Erdem bunlardan birisidir, hangi gerekçeyle hapis yatıyor. Sormak gerekir siyasetçiler yatıyor, Selahattin Demirtaş hangi gerekçeyle hapiste sormamız gerekiyor. Başka partiden olabilir, ama adalet sadece bizim için bir kavram değildir. Adalet insanlık için temel bir kavramdır. Bizim gibi düşünmeyenlere de adalet vermek zorundayız, onların da hakkını hukukunu savunmak zorundayız. Adalet sadece insanlar için adalet değil, şu gördüğünüz ağaçlar da adalet isterler. Haksız yere bir ağacı kesmeyeceksiniz. Haksız yere bir hayvana kıymayacaksınız. Dolayısıyla biz adaleti Tanrının yarattığı bütün varlıklar isteyeceğiz.
Mevlana boşuna söylemiyor, “adalet bir kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur ve bütün kâinat onun etrafında döner”. Adalet bu kadar soylu bu kadar güzel bir kavramdır ve bütün peygamberlerin geliş nedeni adalettir. Bütün peygamberlerin bütün kutsal kitapların varlık nedeni de adalettir. Adaletle hükmetmemiz gerekiyor. Bu kime söyleniyor? Bu ülkeyi yönetenlere toplumu yönetenlere söyleniyor. Adaletle hükmedeceksiniz, adaletle yöneteceksiniz, hapishaneler adalete uymayanlar için geçerli mekânlardır. Ama haksız yere bir insanı hapishaneye atarsanız, haksız yere mahkûm ederseniz, haksız yere karar verirseniz adaletsizliği pekiştirmiş olursunuz. Bizler buna itiraz etmek zorundayız ve buna karşı çıkmak zorundayız.
Adalet Yürüyüşü anısına yapılan Adalet Parkı törenle açıldı

Parkın adı Adalet Parkı, burada gezen herkes şunu bilsin, burada gezen herkes şöyle bir düşünceye her zaman sahip olsun. BU park varsa, eğer bu parkta bizler yürüyorsak, çocuklarımız, torunlarımız, evlatlarımız, hayvanlarımız hep beraber burada birlikte yürüyorsak, eğleniyorsak, oynuyorsak eğer bunun tek bir nedeni var, adalet isteğimiz, adalet istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz.
Aykırı düşünceler, her zaman siyasal iktidarların benimsemediği düşüncelerdir. Oysa aykırı düşünceler bir toplumun gelişmesine, insanlığın gelişmesine, yeni düşünceleri öğrenmesine ve yeni ufuklar açmasına yol açar.
Bakınız Orta Çağda dünyanın yuvarlak olduğuna kimse inanmıyordu. Ama bir kişi çıktı ve dedi ki, “dünya düze değil, dünya yuvarlaktır” dedi. O kişiyi yakaladılar, zorla engizisyon mahkemelerine çıkardılar. “Sen toplumu kandırıyorsun” dediler. Ama bu gün geldiğimiz noktaya bakın, dünyanın yuvarlak olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Ama bir kişi bütün dünyayı değiştirebiliyor. Dolayısıyla düşüncelerin önüne set koymak, düşünceleri yasaklamak, yazarları çizerleri farklı düşünüyor diye hapse atmak 21. Yüzyılın Türkiye’sine yakışmıyor. Bizler 21. Yüzyıl Türkiye’sinde barış içinde yaşamak istiyoruz. Biz saraydan yönetilmek istemiyoruz, biz haksız hukuksuz yönetilmek istemiyoruz. Biz adaletle yönetilmek istiyoruz, insanlar bir araya gelmeli, konuşmalı, tartışmalı, eğer siz bunu yapabilirseniz, farklı düşüncelere saygı gösterirseniz o zaman demokrasini geliştiğini göreceksiniz, o zaman insanların, farklı düşüncedeki insanların ne kadar güzel düşüncelerini ifade ettiklerini göreceksiniz. Yeniliğe açık olmak, yeni düşüncelere açık olmak, demokrasiye açık olmak, demokrasiyi yüceltmek hepimizin ortak görevidir.
Söylüyorum, dördüncü büyük devrime hazırlıklı olmalıyız. Birinci devrimimiz Cumhuriyeti kurmaktır, Cumhuriyeti kurduk. İkinci büyük devrimimiz çok partili hayata geçtik; üçüncü büyük devrimimiz ülkeye sosyal demokrasiyi getirdik; dördüncü devrime 82 milyon olarak hazırlanmak zorundayız. Dördüncü devrim, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız.
Adalet Yürüyüşü anısına yapılan Adalet Parkı törenle açıldı

Dolayısıyla bunu söylerken siyasal parti ayırımı yapmıyorum 82 milyon yurttaşıma sesleniyorum, demokrasi benim için de geçerli bir kavram, benim için düşünmeyen insan için de bir kavram. Ama biz demokrasiyi cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırdığımızda dünyada saygınlığı olan bir ülke olarak yerimizi almış olacağız. O nedenle hepimiz demokrasiyi savunacağız. Bize umutsuzluk yakışmaz, asla ve asla, en zor koşullarda bile demokrasiyi sonuna kadar savunacağız; en zor koşullarda bile insan haklarını savunacağız; en zor koşullarda bile doğanın haklarını sonuna kadar savunacağız. En zor koşullarda bile barışı, hakkı, hukuku ve adaleti savunacağız. Bu bizim tarihsel görevimizdir. Bu tarihsel görevi yapmanın yaşı yoktur, kimliği yoktur, eğitim düzeyi yoktur sadece ve sadece insan olmak vardır. Eğer insansak ve insan olmanın erdemini yaşayacaksak her ortamda her yerde adaleti hakkı ve hukuku savunacağız”.


Adalet Yürüyüşü anısına yapılan Adalet Parkı törenle açıldı

Tören bitti ancak şunları anlatmadan geçemeyeceğim:
1-Tören başlamadan önce, yöreye ilk kez gelmiştim, tuvalet ihtiyacım olduğundan tuvalet bulamadım, “burada tuvalet yok”, dediler.  Önerdikleri yere gittim, park görevlilerin barındığı metruk bir yapının arkasında iki duvarın arasında yarım metrelik bir boşluk vardı, tuvalet ihtiyacı olan köy gibi açık havada tuvalet ihtiyacını hallediyordu.
2-Çok kalabalık olduğu için, basın kartın yok diye, Çankaya güvenlik memurları bir türlü tören alanına beni sokmadılar, internet gazetecisiyim, sizin sesinizi duyuracağım falan dememe rağmen bir türlü almadılar. Zorlukla uzaktan resim çekebildim. Buna çok üzüldüm ve Çankaya’ya yakıştıramadım. (Yanımdaki bir yaşlı bey, hemşerim belki seni Feto’cu sanmışlardır”, diye dalgasını geçiyordu.
3- Tören bitti, herkes dağılıyor, otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Önümde 78 yaşında ve benim gibi emekli öğretmen olduğunu öğrendiğim Gazi Şahin’le tanışıp konuştuk, 500-600 m uzaktaki durağa geldik. Bana, “aman arkadaş tören yerinde tuvalet yoktu, prostatım var, ben sıkıştım ne yapsak” dedi. “Yavu bu nasıl iş, o kadar adamı tuvaletsiz yere toplamışlar, insan önce tuvalet işini halleder” dedi. Durak çevresinde üçer katlı apartmanlar var, hiçbir insan yoktu ki “rica edip evinin tuvaletini kullansak” diye düşündü. Sonunda o yaşlı öğretmen benden ayrıldı, durağın yanındaki apartmanın bahçesine girdi, Allahtan kimse de yoktu, arkadaş tuvalet ihtiyacını ağacın kuytu yerinde halletmiş oldu.
İşte bir töreni böyle yaşadık.

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.