Header Ads

Hava durumu uygulamasi android mobil cihazlar icin
Son Dakika
recent

Yapmayınız sayın Erdoğan yapmayınız!...

Yapmayınız sayın Erdoğan yapmayınız!...
Yapmayınız, milleti; germeyiniz, bölmeyiniz ve sadece sandığa indirgenen ve kırıntısı kalan demokrasiden soğutmayınız Sayın Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen’94 Ruhuyla Cihannüma ve Kadim Dostlar Buluşması’nda yaptığınız konuşmanızda “Ordu’da bu milletin, devletin valisine ne diyor, ‘it’ diyor. Bu nasıl kucaklama ya? Benim milletimden, başta  Ordu valimiz olmak üzere özür dilemedikçe böyle bir adaylığa bırakın layık olmak, böyle bir makama gelemez.” demişsiniz, bu sözlerinizi televizyondan izleyince kulaklarımıza inanamadık.
Sayın ERDOĞAN, seçilen bir kişinin o makama gelip gelmeyeceğine siz karar veremezsiniz.
Siz, bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanısınız, görev ve yetkileriniz Anayasamızda açıkça sayılmıştır.
Seçilen bir belediye başkanının o makama oturması için, milletin iradesinin üzerinde, sizin etik onayınızı zorunlu kılan, size böyle bir yetki tanıyan bir anayasa hükmü yoktur.
Şayet ortada, Vali’ye yönelik işlenmiş bir hakaret suçunun varlığını ortaya koyan kuvvetli suç şüphesi varsa, bu konuda cezai soruşturma açılıp açılmaması, sizin değil yargının görevidir.
Bu ülkenin savcıları vardır. Bir hukukçu olarak biliyoruz ki; devletin valisi olan bir kamu görevlisine, yaptığı görevinden dolayı hakaret edilmişse, böyle bir iddia varsa, basında böyle bir iddia dillendirilmişse, şikâyet beklemeden savcılar resen soruşturma başlatmak zorundadırlar.
Evet valiler, Cumhurbaşkanı olarak sizin illerdeki temsilcilerinizdir, bu nedenle gösterdiğiniz hassasiyeti anlıyoruz. Ancak; sayın vali, yaptığı görevden dolayı gerçekten bir hakarete uğramışsa, bu konuda kuvvetli suç şüphesi varsa; bunun yasal gereği, sizin talimatınıza göre değil, yasalara göre yargı tarafından yapılacaktır. Siz, masumluk karinesine rağmen, bir kişiyi yargısız infaz yaparak, yargılanmadan suçlu ilan edemezsiniz, validen özür dilemeye davet edemezsiniz, hele hele, kendinizi milletin iradesinin üzerinde görerek, seçilse dahi o makama gelemeyeceğini söyleyemezsiniz, milletin iradesini ve seçimini yok sayamazsınız.
Bu ülkede, demokrasi sadece seçimlere indirgendi diye eleştirirken, seçimlerin sonuçlarının, geçerli sayılıp sayılamayacağının dahi, sizin onay ve keyfinize tabi olacağı bir rejime, demokrasi denilip denilemeyeceğini sizin taktirlerinize bırakıyoruz.
Sayın ERDOĞAN; size diktatör diyenlere haklı olarak kızıyorsunuz. Şimdi siz, milletin oylarıyla seçilecek olan bir belediye başkanı için; hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan, işlemediğini söylediği bir fiil nedeniyle, sanki suçluymuş gibi, peşinen validen özür dilemeye zorlarsanız ve özür  dilemezse, böyle bir makama gelemez derseniz, size diktatör diyenlerin ellerine büyük bir koz vermiş olmayacak mısınız? Biraz sakin olun ve empati yapın lütfen.
Gerçekten bir suç işlendiğine dair kuvvetli ve ciddi suç şüphesi varsa, sizin arzuladığınız ve verdiğiniz talimat gibi, seçimlerin yapılması ve atlatılması asla beklenemez, seçimin atlatılması beklenmeden, savcılar soruşturmaya başlarlar, sizin bu çıkışınız ve hassasiyetiniz, gerçekten sizi temsil eden valinin haklarını korumak ise, aynı zamanda AKP Genel Başkanı sıfatınızla seçimlere yönelik siyasi bir çıkar amacı taşımıyorsanız, hiç canınızı sıkıp üzülmeyiniz, bu konuda emrinizdeki valiye süre konusunda talimatlar vermeyiniz, işi savcılara ve yargıya bırakınız lütfen.
Sayın ERDOĞAN; Devletin valileri, bize göre de, çok değerlidir ve saygı değerdir, sizin Cumhurbaşkanı olarak illerdeki temsilcilerinizdir. Ancak, bir gerçek daha var tabi, sizin bir de politikacı şapkanız var biliyorsunuz, aynı zamanda AKP Genel Başkanısınız. Valiler; sizin, sadece Cumhurbaşkanı sıfatınız ve şapkanızın illerdeki temsilcisidir. Valiler, sizin AKP Genel Başkanı sıfatınızdan kaynaklı temsilcileriniz değildir.
Sayın ERDOĞAN; Devletin valileri de, acaba, gerçekten devletin ve milletin valileri gibi tarafsız ve politika üstü görev yapabiliyorlar mı, valilerimize bu imkanı tanıyor musunuz? Tarafsız olarak bir düşünün bakalım.
Siz, hakarete uğradığını iddia eden bir valiyi dahi, mağdur olarak hakkını arama konusunda serbest ve özgür bırakmıyorsunuz, bekle hele bir seçimler atlatılsın diyebiliyorsunuz, bırakın vali ne zaman yargıya başvuracaksa o karar versin, savcılar özgür kalsınlar. Sizin, yargıyı, seçimlere ve seçim sonuçlarına endeksleme gibi bir hak ve yetkiniz de yoktur.
Sayın ERDOĞAN; devletin ve milletin valisi diyorsunuz, onların mağduriyetlerine sahip çıkıyorsunuz, iyi de yapıyorsunuz, teşekkür ederiz. Ancak, devletin oluşmasında vatan parçası gibi çok önemli bir unsur olan Milet’in; Millet İttifakına mensup yarısını, sırf size oy vermediler diye zillet ittifakı diye suçlamanız, neredeyse teröre destek vermekle suçlamanız, millete hakaret değil midir, size göre, zillet olarak ve teröre destek vermekle suçladığınız milletin yarısı, sizin valinizden daha mı değersizdir?
Sizin; sıfatınız ne olursa olsun, Milletin yarısına hakaret etme konusunda bir imtiyazınızın olmadığını hatırlayınız lütfen. Siz, dokunulmazlığınıza sığınarak, benim de içinde olduğum ve zilletlikle itham ettiğiniz Millet İttifakını oluşturan halkımızdan, seçim öncesinde bir özür dilemeyi düşünüyor musunuz?
Sayın ERDOĞAN; zaten, milletimiz yasal bir seçimin sudan sebeplerle, hukuka aykırı olarak iptalinden kaynaklı ağır bir şok ve travmayı henüz atlatamadan, bu sefer de,23 Haziranda yapılacak olan seçimin en güçlü aday'ını itibarsızlaştırmak amacıyla söylediğiniz, validen özür dilemedikçe o makama gelemez söyleminizle, milletimizi seçimlerden ve demokrasiden tamamen soğutarak, milletimizin demokrasiye olan inancını yerle bir ettiğinizi hiç düşündünüz mü?
Gerçek bir dost ve çok samimi olarak söylüyoruz, yapmayınız Sayın ERDOĞAN, yapmayınız lütfen!

Güner Yiğitbaşı

19/06/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.